

Peygamber Efendimiz, Allah'ın "… ancak o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin
sonuncusudur." (Ahzab Suresi, 40) ayetiyle bildirdiği
gibi insanlar için son peygamber olarak gönderilen, Allah'ın
en son hak kitabını vahyettiği, güzel ahlakı, takvası, Allah'a
olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı, Allah'ın dostu,
Rabbimizin katında üstünlüğü olan, müminlerin de dostu, en
yakını ve velisidir.
Allah, "Gerçek şu ki,
Biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız"
(Müzzemmil Suresi, 5) ayetiyle de bildirdiği gibi son
peygamber olan Hz. Muhammed (sav)'e önemli bir sorumluluk
vermiştir. Peygamberimiz (sav) ise, Allah'a olan güçlü imanı
ile, Allah'ın kendisine verdiği sorumluluğu en güzeliyle yerine
getirmiş, insanları Allah'ın yoluna, hidayete davet etmiş
ve tüm inananların yol göstericisi ve aydınlatıcısı olmuştur.
Peygamberimiz (sav)'i görmemiş olsak bile,
Kuran ayetlerinden ve hadis-i şeriflerden, güzel tavırlarını,
konuşmalarını, gösterdiği güzel ahlakı tanıyabilir, ona benzemek,
ahirette onunla yakın bir dost olabilmek için elimizden gelen
çabayı en fazlasıyla gösterebiliriz. Günümüzde insanlar, özellikle
de gençler birçok insanı kendilerine örnek almakta, onların
tavır ve konuşmalarına, üsluplarına, giyim tarzlarına özenmekte,
onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar. Ancak bu insanların büyük
bir çoğunluğu doğru yolda olmadığı gibi, tavır ve ahlak güzelliğine
de sahip değildirler. Bu nedenle insanları doğru olana, en
güzel ahlak ve tavıra özendirmek önemli bir sorumluluktur.
Bir Müslümanın, tavrına ve ahlakına özenmesi, benzemek için
çaba göstermesi gereken kişi, Hz. Muhammed (sav)'dir. Allah
bu gerçeği bir ayetinde şöyle bildirmektedir:
Andolsun, sizin için, Allah'ı
ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için
Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi,
21)
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) gibi diğer
peygamberler de, Allah'ın müminler için örnek kıldığı, Allah'ın
razı olduğu kişilerdir. Allah, Yusuf Suresi'nde şöyle bildirmektedir:
Andolsun, onların kıssalarında
temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) düzüp
uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin
doğrulayıcısı, herşeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve
iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. (Yusuf
Suresi, 111)
Bu
bölümün amacı da Peygamberimiz (sav)'i birçok yönüyle tanıtmak,
onun ahlakını örnek alan insanlardan oluşan bir topluluğun
ne kadar üstün özelliklere ve güzelliklere sahip olacağını
göstererek, insanları Peygamberimiz (sav)'in ahlakına özendirmektir.
Peygamberimiz (sav)'in "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara
uyduğunuz müddetçe asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitabı
ve Resulü'nün sünneti"1 hadis-i şeriflerinde
de bildirdiği gibi, Müslümanların en önemli iki yol göstericisi
Kuran ve Peygamber Efendimizin sünnetidir. Peygamber Efendimiz
hem güzel ahlakı ile insanlara örnek olmuş, hem de insanları
güzel ahlaklı olmaya çağırmıştır. "Müminin mizanında en ağır
basacak şey güzel ahlaktır. Muhakkak ki, Allah Teala işi ve
sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder"2 buyuran Peygamberimiz (sav), bir sözünde de "Ruhumu kudret
altında tutan Allah'a yemin ederim ki cennete sadece güzel
ahlak sahipleri girer"3 demiştir.
Peygamberimiz (sav)'in izinden giden Müslümanların
da, hem tüm insanlığa güzel ahlakları ve iyi huyları ile örnek
olmaları, hem de sözlü ve yazılı olarak onları güzel ahlaka
davet etmeleri gerekir.
Biz elçileri, müjde vericiler
ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz.
İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele
ediyorlar. Onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı)
alay konusu edindiler.
(Kehf Suresi, 56)
Kendisine Rabbinin ayetleri
öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden
gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz
gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen
bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları
hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.
(Kehf Suresi, 57)
-------------------------------------------------------
1- Kütüb-i
Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan,
2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 328 
2- G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1.
cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 15/9
3- Tirmizi; Huccetü'l İslam İmam Gazali,
İhya'u Ulum'id-din, 2. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur
Yayınevi, İstanbul 1998, s.792
--------------------------------------------------------
|